Patırtılı Samsun Şubesi, Esenyurt’ta Sökel Yakını Yoluyla Öldürülmüş Düzenlilik Görevlisi Çakır Okudan İçin Tıpkı Araya Geldi

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Sağlık ve Toplumsal Hizmet Emekçileri Sendikası (PATIRTILI) Samsun Bölüm Başkanı Aysel Eş, “Evvel gece ekibimizden tıpkı arkadaşımızı henüz sağlık sistemine ve sistemin giderilmeyen sıkıntıları dolayısıyla gelişen sağlığı yönetememe, tılsım alamama durumuna kurban verdik. Görevini yaptığı sırada güvenlik görevlisi Tuğrul arkadaşımızın kalbine tıpkısı bıçak saplandı ve gepegencecik bedeni soldu, hayalleri ve umutları mücahede arkadaşlarının tamlık çabalarına rağmen sakim kaldı” dedi.

SES Samsun Şubesi, İstanbul Esenyurt Necmi Kadıoğlu Hastanesi’nde bıçaklanarak öldürülmüş güvenlik görevlisi Çakırdoğan Okudan’ı adlandırmak ve ölümüne aksülamel belirtmek üzere bir araya geldi. Şube Başkanı Aysel Ev, “Esenyurt Celal Hastanesinde bıçakla hunharca Esenyurt Çap Hastanesi’nde müteharrik güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan’ın katledilmesini nefretle kınıyor, ailesine ve cümle esenlik emekçilerine başsağlığı diliyoruz” dedi.

OMÜ’DE GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN KATILIMI ENGELLENDİ

Aysel Familya Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) yöneticilerinin matbuat açıklamasına katılımıyla ilişik birlikte şunları söyledi:

“Arkadaşlarımızın basın açıklamasına katılmalarını engelleyen yöneticileri buradan kamuoyuna ifşa ediyoruz. Bu yitirdiğimiz kaçıncı duygusal. Pandemi ile mücadelede ölüyoruz. İş kazaları ve meslek hastalıkları dolayısıyla ölüyoruz. Sıfır yöneticilerin mobbingi altında vahim faaliyet koşullarında ihtisas krizinden ölüyoruz. Detaylı himmet saatleri ve el sonrası uykusuzluk ve yorgunluktan dolayı kaymakamlık geçirerek ölüyoruz. Ajite esenlik talepleriniz nedeniyle bile sayrı ve yakınları vasıtasıyla katlediliyoruz. Ölmeyip yaşamayı başaranlarımız ise dosdoğru ve güvenli sıfır iş koşulların dahi mutsuz ve hâl ile yaşıyoruz.

“PESTIL MI KURTARACAĞIZ, AĞIT MI YAKACAĞIZ?”

Tığ artık bu ülkede hastanelerde sahn yetirmek yerine arkadaşlarımıza sagu yakmaktan, matem tutmaktan yüreğimiz acıyor, içki alamıyoruz. Arkadaşlarımızı ambulans kazalarında, polikliniklerde, acillerde kırıma uğrar gibi hareket cinayetlerinde kaybediyoruz. İş cinayetlerini engel olmak bizlerin birey güvenliğini destek olmak ve kayırmak zorunda olan afiyet yöneticilerinin ölen arkadaşlarımızın peşi sıra yaptıkları sorumsuzca, aymazca açıklamalar ise biz dahi kim öfkeyi, isyanı ise daha bile büyütüyor. Kahroluyoruz hepimiz. Soruyoruz birbirimize bu mu bize verilen derece?  İnsan hayatı bu büyüklüğünde kurada mi? Bir bedenden, ya bile tıpkı sayıdan mı ibaretiz? Nedir bizi bu kadar algın ve savunmasız kılan? Esasen cevabı üstelik hangi yapmamız gerekeni birlikte biliyoruz hepimiz.

“SAĞLIK SİSTEMİNİN YÜKÜ OMUZLARIMIZDA”

Bu esenlik sistemi ile iflah becermek gibi değildir. Bu sistem afiyet emekçileri ve ahali için daha aşkın sağlıksızlık üretmektedir. Değersizleştirilen mesleklerimiz, siyasilerin ve idarecilerin esenlik emekçilerine yönelik saygısız yaklaşımları ve kullandıkları araç şiddeti körüklemektedir. Siyasal iktidarın yarattığı kutuplaşma ve arbede ortamı, ötekileştirme politikaları toplumda şiddeti kültür haline getirmektedir. Adeta birlik cemiyet ruhsal açıdan inhidam halindedir. Bundan Sonra firez haline mevrut çabukluk tıpkısı ahali sağlığı sorununa dönüşmüştür. Özcesi tıpkısı bilcümle adına şiddetin ortadan kaldırılması için dimdik ve güvenlikli iş ortamları büyüklüğünde aktif aynı adalet sistemi ve demokratik bir topluluk ve hayat kurma mücadelesine ihtiyaç var. Sorumlular anlaşılan, kimden adisyon soracağımızı, kimlerin hesap vermesi gerektiğini dahi biliyoruz. Afiyet alanındaki iş cinayetlerinin sorumluları Sağlık Bakanı özellikle kalkışmak için bu iktidarın keyif belirleyicilerine tartı eden rastgele alandaki yöneticileridir. Yani; İş cinayetleri karşısında suskun mütezayit teftiş yaptırmayan Iş Bakanı, cübbesini iliklemeye etkin ülfet adamları, sağlıkta şiddeti çelmek üzere yabansı divan toplantısına gelmeyen yasa yapıcılardır sorumlular.  Kalbimizdeki saplanan bıçak canımızı yakarken sorumlular, tılsım alması gerekip da almayan esenlik yöneticilerimiz lütfen güven yapmayın, timsah gözyaşı dökmeyin, susun, başınızı öne kayırıcı ve adisyon verin. Peki, hesap vermelisiniz, yönetemiyorsanız yönetemiyorum çekiliyorum demelisiniz kim bizler işyerlerimizden beyaz kefenle değil üniformalarımızla enerjik bedenlerimizle çıkalım.”



Share: