TARİH PROFESÖRÜ CIBIL, 100’ÜNCÜ YIL DÖNÜMÜNDE 9 EYLÜL’Ü ANLATTI

İZMİR’in Kurtuluşu’nun 100’üncü yıl dönümü 9 Ilkgüz’e basit günler kala kentte tüm hazırlıklar bitmeme ederken, Dokuz Ilkgüz Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Akademisyen Prof. Dr. Kemal Katışıksız, Belkahve’deki Ata Andaç Evi’nin önemine dikkati çekerek, Atatürk’ün o tarihi anları bu noktadan izlediğini anlattı. Prof. Dr. Öz, “8 Ilkgüz haset Türk süvarileri Sabuncubeli’hangi geldi. Süvari alayı bölgede bire bir düşman yığını ve acı olup olmadığını öğrendi. Süvari ordusu karargahı durumu değerlendirdi ve 9 Eylül sabahı şehre girmenin akıllıca olacağına değişmeyen verdi” dedi.

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü sene dönümü olan 9 Ilkgüz’e çevrilmiş eyyam kaldığında, kentte tebrik kartı hazırlıkları umum hızıyla devam ediyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eksiksizlik Temiz,o günlerde yaşanılan süreç üzerine bilgelik verdi. 9 Ilkgüz tarihinde sembol noktalardan tıpkısı tanesi olan Mustafa Eksiksizlik Atatürk’ün tarihi anları izlediği Belkahve’deki Ağababa Ajanda Evi’nin önemini vurgulayan Prof. Dr. Kemal Arı, Yüzbaşı Şerafettin’in önderliğindeki atlı birliklerinin verdiği destani mücadeleyi tekmil detaylarıyla anlattı. Belkahve’nin 9 Eylül haset Başkumandan Mustafa Eksiksizlik Paşa’nın İzmir’i gördüğü düzlük olduğunu rapor fail Prof. Dr. Arı, “Türk birlikleri İzmir’e girdiği amacıyla haddinden fazla keyiflendiği tıpkı düzlük. 8 Eylül günü Türk süvarileri Sabuncubeli’ne geldi. Süvari alayı bölgede tıpkısı antagonist yığını ve tehlike olup olmadığını öğrendi. Atlı ordusu karargahı durumu değerlendirdi ve 9 Eylül sabahı şehre girmenin makul olacağına değişmeyen verdi” dedi.

‘EMİR HEM KULAKLARINDA HEM VİCDANLARINDAYDI’

Kurtuluş Günü 9 Ilkgüz sabahı bire bir müfreze oluşturulduğunu aktaran Prof. Dr. Münezzeh, “Müfrezenin başında Yüzbaşı Şerafettin adında aynı tendürüst subay var. Sabahın erken saatlerinde Türk süvarileri Bornova yönünde ilerlemeye başlıyorlar. Bornova’daki sokaklarda bir bando çarpışmalar oluyor. Muhtemelen yerlere nöbetçiler dikildi. Saat 9 sularında Bornova Hükümet Konağı Türk süvarilerinin eline geçti. Şişman Başkan ‘Ordular geçmiş hedefiniz Akdeniz, ileri’ dedi. Bu egemenlik onların kulaklarında ve vicdanlarında. Sonradan avangart müfreze Halkapınar’a akla yatkın yürümeye başladı. Mukavim haddinden fazla düşman köle alındı. Döneme ilişkin notlara bakarak, bir anda 800 leşker tutsak alınıyor. Başlarına nöbetçiler dikiliyor” ifadelerini kullandı.

‘TÜRK SÜVARİSİNİN GÖLGESİ MAVİ SULARA DÜŞTÜ’

Yüzbaşı Şerafettin Eş’in gürlük sırasında bir aldangıç kurulmuş olabileceğini düşündüğünü nâkil Prof. Dr. Münezzeh, “Erlerden bazıları atlardan inerek palyatif yerine devam etti. Öngörüsü akilane imdi. Larp un fabrikası adına aşina yerden müfrezeye çığlık açıldı. Dört modül atlı martir oldu. Yüzbaşı Şerafettin Komutan anılarında ‘O ahit atıma atladım. Dört nala emri verdim ve Alsancak’a girerken bazen antagonist direnişlerini kırdık. Demin Alsancak sokaklarındayız. Adeta atlarımız göğüsleriyle kalabalığı aça aça ilerliyorlar derken birinci Kordon’dayız. Imdi Türk süvarisinin neredeyse tunçlaşmış olan yüzünün gölgesi Akdeniz’in semavi sularına düştü. Demincek dünyanın yer mağrur, sunma albenili ordularının yürüyüşünü yapmalıyız’ demiştir” dedi.

‘ÖLSEK NE HÜZÜN, İZMİR’E İLK VASIL BİZ OLMUŞTUK YA’

Birlik Pasaport’a geldiğinde atık ayrımsız bombanın Yüzbaşı Şerafettin’in ayaklarının altında patladığını rapor eden Prof. Dr. Salt, “Bombanın infilak etmesiyle alay malay yaralandı. Onları feryat figan ayrımsız Türk genci karşılıyor. Türk genci bayrağı Şerafettin Koca’e veriyor. Yüzbaşı Şerafettin bayrağı göğsüne sokuyor. Hükümet Konağı’na ulaştığında Palikarya bayrağını gönderden indiriyor. Göğsünden çıkardığı bayrağa baktığında kanının bayrağa bulaştığını görüyor. Anılarında diyor ki; ‘Baktım, bayrağımın kırmızısına kanım bulaşmış. Ağlıyorum, ağlıyorum. Gözlerim boşalıyor. Şimdi de kanımın bulaştığı bayrağıma gözyaşlarım bulaşıyor. Ölsek ne üzüntü, İzmir’e ilk ulaşanlar tığ olmuştuk ya’ diyor” açıklamalarında bulundu.

‘ŞEKERLİ KIRAATHANE İÇTİ’

Mustafa Eksiksizlik Vakarlı’nın 9 Eylül günü öğleden sonradan Belkahve’ye geldiğini tamlayan Prof. Dr. Halis, “Türk birlikleri o geldiğinde dokuz canlı haddinden fazla noktada Türk bayrağını çekmişti. İzmir’üstelik çıktı Türk bayrağının dalgalandığını görünce haddinden fazla keyiflendi. ‘Birer kahvehane içelim’ dedi. Anlatıldığına göre basit kiraathane içmeyi dost Mustafa Kemal Ağırbaşlı, burada şekerli kiraathane içti çünkü bu adamakıllı dolaşma fakat böyle şekerli bir kahveyle kutlanırdı. Devrisi dönme Fevzi Vakur ve İsmet Vakur ile gelişigüzel İzmir’e girdiler. O periyot beraberinde bir bile tığ getirmişti. O kılıç birlikte Buhara’nın İzmir’e önceki girecek olan fatihe çevirmek için ona armağan ettiği kılıçtı. Tıpkı söylentiye bakarak bu tığ Timur’un kılıcıydı. Yüzbaşı Şerafettin’e bu kılıcı arz etti ve ona İzmir adını verdi” diye konuştu.



Share: