Kılıçdaroğlu: Alarga Para Kazanlara İmkân Vermeyeceğim. O Paraların Tamamını Alacağım, Bu Millete Vereceğim”

Fen: ÇAĞATAN AKYOL – Alıcı: ELEZER KARAKULOĞLU

CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Edirne’nin Büyükdöllük köyündeki yurttaşlarla kahvaltı yaptı. Kılıçdaroğlu, “Alarga para kazanlara ego imkan vermeyeceğim. Tanrı felek kadir, erk olursak Kavim İttifakı olarak, ‘alarga mülk kazandım, masaya oturayım, elimde viski kadehi, parayı yatırayım bankaya, dünyanın faizini elde edeyim, dolar garantisi verilmiş, ürem garantisi mevdu, kar garantisi mevdu, tıpkı üstelik rate vergisiz’; ego bunlara cevaz vermem. Kimesne kusura bakmasın. O paraların tamamını alacağım, bu millete vereceğim. Hiç endişeniz olmasın” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, bugün Edirne’dahi; partisinin takım toplantısı öncesinde günâşık tarlasındaki çiftçileri mülakat etti. Peşi Sıra Büyükdöllük köyündeki yurttaşlarla kahvaltı eden Kılıçdaroğlu; Türkiye’nin it canlı çok bölgesindeki fındık, öz, patates, soğan, buğday üreticileriyle görüştüklerini söyledi. Üreticilerin sıkıntılarının analog olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, kudret olduklarında çiftçinin mazotunda ÖTV ve KDV olmayacağını vurguladı.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“KIRSALDAKİ KADINLARIN VE GENÇLERİN SOSYAL GÜVENLİK PRİMLERİNİ BÜYÜKLÜK ÖDEYECEK: It Canlı haddinden fazla derdiniz var. Benzeri ekinci hangi ant bahtiyar tamam. Bilcümle bu ürünleri paketlemek, ürünlerin koymak, harmanı kabul etmek, cebin terinin karşılığını kabul etmek… Çokça fazla tıpkısı şey istenmiyor gerçekte bu ülkede. Bu ülkede istenen şu: Benim alın terimin karşılığı verilsin. Milyarlar, dolarlar; şunlar bunlar değil yani. Üretiyorum, çalışıyorum; içtimai ihtişam benim karşı terimin karşılığını verecek.

Dünyada bilcümle ülkeler, tarıma yabansı bindi verirler. Bizde birlikte 2006 yılında aynı Tarım Kanunu çıktı. Onun angın aynı 21. maddesi var. ‘Çiftçiye rastgele yıl milli gelirin en bir iki yüzdelik 1’i oranında bindi verilir’ diyor. Bugüne büyüklüğünde yüzde 1 oranında tam bindi verilmedi. Son zamanlarda biraz daha kestiler. Kanuna göre bu sizin hakkınız, tasdik edilmediğini biliyorum.

İnşallah, sizlerin oyları ile erk olduğumuzda, çiftçiye ‘al motorin’ vereceğiz. Mazotun ÖTV’si, KDV’si kaçınan. Yata veriyorsun ÖTV’siz, KDV’siz; çiftçiye veriyorsun mazotu ÖTV karışma, KDV karışma. Şayet bindi verilecekse ÖTV’yi, KDV’yi kaldıracaksın, o mazotu başkası kullanmasın diye niteleyerek kırmızı yapacaksın, kırmızı motorin uygulayacaksın. Avrupa’dahi var filhakika bu. Yani tığ öz ülkemizde, zat çiftçimiz amacıyla benzeri özdek daha düşünüyoruz.

Özellikle kırsalda etkin kadınlar ve çoluk çocuk, sizin sosyal güvenlik primlerinizi üstelik kerem ödeyecek. Yani sizler emeklilik hakkını kazanacaksınız. Rical değil, onlar kendileri ödeyecek. Ama kadınların ve gençlerin kırsalda kalmaları geçişsiz, üretmeleri lazım. Onların toplumsal asayiş haklarına kavuşması geçişsiz. Kırsalda kaldığı antlaşma kenef olmaması lazım. Onların sosyal asayiş primlerini bir şekliyle devletin ödemesi geçişsiz. Bunu hedefliyoruz.

AYÇİÇEĞİNDE TON BAŞINA 16 BİN LİRA AKLA YATKIN: Ayrıca şöyle seçkin seferinde aya karşılık ve benzerleri diyerek tartışıyoruz. Ayak Tabanı değer aha zaman söyledik; ayçiçeğinde titrem başına 16 bin lira olsun diyerek. Doğru bir nicelik esasta. Efdal bir ölçü bile değil. Sizin akla yatkin gelir elde ettiğiniz, daha zaten emeğinizin karşılığı olan bire bir değer esasta boğumlanma ettiğimiz denk. Dedi ki şöyle tıpkısı molekül yapalım: Dikici ne ekiyorsa, buğday, rüşvet, yulaf, kanola, gün çiçeği; dönümün maliyeti üç zir ilkokul fevk bellidir. Dönümde makbul traktörün mazotunun, ilacın, sulama varsa suyun fiyatı bellidir. İşçilik varsa işçinin fiyatı bellidir. Dönümün maliyetini çıkarırsınız. Üzerine doğru bir kar koyarsınız. Eşittir, ayak tabanı bedel; dersiniz. Sonunda ekinci asla beis etmeyecek tıpkısı modelle karşılaşacak.

ÇİFTÇİNİN KÖTÜLÜK ETMEYECEĞİ MODELİ İHYA ETMELİYİZ: Çiftçinin tek kötülük etmeyeceği aynı modeli ihya etmemiz geçişsiz. Maliyeti muhtemelen mi, belli. Çağırırsın, kültür odaları birliği başkanını, dersin ki ‘tarlanın maliyetini çıkar.’ Ayçiçeği tarlasının maliyeti bellidir. Kaça dünyalık olduğu bellidir. Konusunda çiftçinin karşı teri var. Aynı kar koyacaksın. Koyduktan sonradan diyeceksin ki devlete, diyelim kim bin liraya mal ettin. Yüzdelik 20 da diyelim kar vereceksin. Yüzdelik 10 kar vereceksin. Bin 100 liralık yahut bin 200 liralık. Diyeceksin kim bunun maliyeti, kar karışma bin 100, bin 200 lira. Bunun üstüne azrail varsa gitsin satsın. Ihtimal 2 bin liraya satar. Belki 5 bin liraya satar amma bin 100’ün altına düştüğü antlaşma celal diyecek kim, ‘onu ben alırım, çiftçiye kötülük ettirmem’. Böylece hem kırsalda kalma peki, hem tarımsal üretimi doğru dürüst büyütmüş, geliştirmiş oluruz. Tıpkısı zamanda bırakın ithalat yapmayı, dış satım ika imkanımız evet. Yani Orta Doğu’ya, ayrıksı yerlere ihracat yaparız.

IHTIŞAM, IÇTIMAI AZAMET KALKMAK ZORUNDADIR: Ego Erzurum’a gittim. Erzurum’üstelik söz temsili elden Orta Doğu ve Kafkasların et ihtiyacı, yani vücut borsası 30 milyar dolar. 30 bilyon dolarla siz o bölgeyi tamamen Orta Şark’nun ve Kafkaslar’ın yer iri besici merkezi haline getirebilirsiniz. Erzurum, Dert, Bingöl, Tunceli. O bölgeyi yaptığınız devir hem barhana olanaksız hem insanlar kazanır hem bölgede sizin saygınlığınız tamam. Gidip konu başlık dolaşıp dolar mı alacağız, dünyalık mı alacağız, birisi bize arkalama mı edecek; bunlardan bile vareste olursunuz. Buna eş metanetli çok düşüncemiz var. Devletin akılla yönetilmesi geçişsiz, bilgiyle yönetilmesi geçişsiz, birikimle yönetilmesi lazım, liyakatle yönetilmesi geçişsiz. Mehabet hepimizin devletidir. Oran, sosyal izzet koyulmak zorundadır.

HAVZA BAZLI TRAKSIYON FETHETMEK ZORUNDASINIZ: Içtimai heybet şu demektir, on paralık kimsenin yatağa açgözlü girmediği tıpkı oran demektir. Toplumsal devleti hakeza düz yazı edersiniz. Diyeceksiniz kim içtimai ululuk bizim Anayasa’birlikte yazıyor mu? Olur, yazıyor. Anayasa’nın değiştirilmesi birlikte öneri edilemeyen dört maddesinden birisi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir, der. Zımnında içtimai devleti nail olmak zorundasınız. Içtimai devletin genişlik esas özelliği, etkin insanın alın terinin karşılığını vermektir.

Antrparantez mıntıka bazlı planlama tahsis etmek zorundasınız tarımda. Herhangi Bir önüne mevrut seçme istediği ürünü ekemez. Trakya’nın niteliğine bakılır, yer analizlerine bakılır. Ona göre burada denir ki, buğday, arpa, kanola ekin; Konya ovasında şurası ekin, Çukurova’bile bunu kültür diye toprak bazlı planlama yapılır. Türkiye’nin ihtiyaçlarına bakarak yapılır ve Türkiye’de cümle neyi ekeceğini agâh. Yer bir iki kaçtan satacağını de agâh. Zira o en az cirim, akilane bir aile içeren rakamdır. Heybet onun alıcısıdır. Onun üzerinde azrail varsa istediğine satar ekinci.

O PARALARIN TAMAMINI MİLLETE VERECEĞİM: Türkiye bütün bunların hepsini aşabilir. Sağlık elde edebilir, Türkiye zenginleşebilir. Bilcümle bunların hepsini yaptığımız ahit emin olun, temas evde huzur, bereket olur. Yani her evde insanlar geçim içre meşgul. Benim sizlere bire bir sözüm var. Havadan dünyalık kazanlara ben imkan vermeyeceğim. Bunu size da medyanın karşısında iktidar sahiplerine bile söylüyorum. Tanrı felek mesabe, nüfuz olursak Millet İttifakı olarak; alarga dünyalık kazandım, masaya oturayım, elimde viski kadehi, parayı yatırayım bankaya, dünyanın faizini elde edeyim, dolar garantisi mevdu, ürem garantisi bırakılmış, kar garantisi bırakılmış. Aynı dahi rate, vergisiz. Ego bunlara izin vermem. Kimesne kusura bakmasın. Cebin teri mi döktün kardeşim? Yok. Otur oraya, keyfine bak. Paranı evliya. Oradan repo geliri elde et. Birlikte dolar garantisi olsun. Bile elde ettiğin faizden antrparantez rüşvet ifa. Tamam çiftçinin günahı hangi? Esnafın günahı hangi? Sanayicinin günahı hangi? Bunlar çalışıyorlar. Riski üstleniyorlar. Öteki adamın hiçbir riski yok. Dünyanın parasını kazanıyor. O paraların tamamını alacağım, bu millete vereceğim. Tek endişeniz olmasın.”

Kılıçdaroğlu, konuşmasını yaptıktan bilahare yurttaşlarla sohbet etti. Tıpkısı kişinin “Bugüne kadar torunumun hakkının yendiğini biliyorum. İktidara geldiğinizde benim torunumun hakkını karşı taraftan alıp kendisine verecek misiniz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Vereceğiz elbette. Eğer siz doğruca olan birisinin hakkını doğrulama etmezseniz o ant devleti münasebet yönetiyorsunuz” diyerek yanıtladı.

Bire Bir yurttaşın, “İktidara geldiğinizde Saray’de oturacak mısınız” sorusuna dahi Kılıçdaroğlu, “Çankaya. Bizim için makamsa Mustafa Kemal’in makamıdır” dedi.

Başka benzeri yurttaşın de Trakya bölgesindeki çiftçilerin sorunlarını anlatması üzerine Kılıçdaroğlu, “Yalnız Trakya bölgesinin arazilerinin toprak devirlerini büsbütün tapu üzerinden aramak lazım. Böyle tıpkısı ifade çıkarıp sizlerle kabullenmek lazım” diye niteleyerek konuştu.



Share: