MÜSİAD 2022 Tutum Raporu tanıtıldı

Bağımsız Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Umumi Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD 2022 Iktisat Raporu aracılığıyla mütebeddil ve dönüşen küresel ekonomi çerçevesinde Türkiye’nin dünyanın önce 10 ekonomisi arasında düzlük almasını hızlandıracak 15 teklif hazırladıklarını bildirdi.

MÜSİAD Önemli Araştırmalar Komisyonu ve Hesaplı Tetkikat Birimi’nin katkılarıyla hazırlanan “Toptan Ekonomiyi Baştan Saymak” antetli MÜSİAD 2022 Ekonomi Raporu, MÜSİAD genel merkezde tanıtıldı.

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD Umumi Başbuğ Yardımcısı Gökhan Aliyyülâlâ, MÜSİAD Stratejik Tetkikat Komisyonu Başkanı Bekir Sami Nalbantoğlu ile raporun hazırlanmasına yardım sunan Prof. Dr. Mal Abat, Prof. Dr. İbrahim Güran Yeğni, Prof. Dr. Mehmet Saraç ve Doç. Dr. Yusuf Dinç’in katılımıyla düzenlenen toplantıda, Türkiye’nin dünyanın önceki 10 ekonomisi ortada kayran alması sürecini hızlandıracak sefer haritasına müteveccih konkre tespitler ve öneriler paylaşıldı.

MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, raporun tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Kovid-19 salgının arkası sıra hızlanan dijitalleşme süreciyle alay malay tedbir zincirinden üretime, lojistikten ihracata kadar global ekonomiye yön veren tamam süreçlerin şanlı tıpkı dönüşümden geçtiğini anlatım etti.

Türkiye’nin domestik, milli kitap ve bakım vizyonuyla üretimden ihracata, inovasyondan sürdürülebilirliğe büyüklüğünde seçme aşamada yıldızlı meydanlık öne çıkabilmesini hedeflediklerini tamlayan Asmalı, MÜSİAD 2022 Iktisat Raporu’nun bu amaca ulaşabilmek amacıyla MÜSİAD olarak belirlenen somut adımları, stratejileri ve ati vizyonunu içerdiğini bildirdi.

Raporun “Küresel Ekonominin Paradigması Değişirken”, “Finansı Baştan Saymak”, “Pandemi Sonrası Türkiye Ekonomisi: Fırsatlar ve Tehditler” ile “Akıbet ve Öneriler” olmak için 4 temel bölümden oluştuğunu nâkil Asmalı, “Bu rapor marifetiyle mütebeddil ve dönüşen global iktisat çerçevesinde Türkiye’nin dünyanın geçmiş 10 ekonomisi beyninde meydan almasını hızlandıracak 15 öneri hazırladık.” dedi.

Asmalı, önerilerin başlıklarını “Kısım bazlı stratejik traksiyon takvimi, önceliklerin belirlendiği dizgesel tıpkısı misil haritası kurgulanmalı, Ekonomi Bilgi Yerleşmiş oluşturulmalı, finansta ayrımsız münasebet değil, eş sahibi konumuna gelinmeli, faizle mücadele programı, faizsiz finans kanunu ve özge kanun ile yönetmeliklerin de gözden geçirilmesi, zekat çokluk ve tevzi işlemlerinin mali sisteme entegrasyonunun sağlanması, defi uygulamaları ve Neobank’ın öne çıkardığı fırsatların mal ve katılım bankacılığı kapsamında değerlendirilmesi, İslami finansal çözümlerin çeşitlendirilmesi, KOBİ’lerin finansman imkanlarının genişletilmesi, selektif yüreklilik politikası, makroihtiyati tedbirler, ücretler seviyesi-gelir adaleti, hukuki altyapı, dezenflasyonist rehavet” şeklinde sıraladı.

“Seksiyon bazlı mühim planlar, aynı takvime vabeste yerine oluşturulmalı”

Mahmut Asmalı, Türkiye’nin, önce 10 ekonomi hedefinde beherglas sektörü ile yok olmak için kesim bazlı stratejik planları aynı takvime merbut adına oluşturması gerektiğini vurgulayarak, “Ekonominin bütün segmentleri amacıyla politikalar geliştirilmeli, takvim ortamında belirlenen hedeflere yönelik süreçler izlem edilmeli ve gerçekleşmesi sağlanmalıdır.” dedi.

Kendine yeten ekonomi ve cari çok hedefine yansımak üzere iktisadi hedeflerin evleviyet sıralamasının belirlenmesi ve dizgesel bir posta haritasının ilan edilmesi gerektiğini belirten Asmalı, böylecene öngörülebilirliğin artacağını ve erişilmek maksut hedeflerin akamete uğramamasının gerçekleştirme edileceğini söyledi.

Asmalı, içerisinde alanında uzman akademisyenlerin bulunduğu Ekonomi Bili Müesses oluşturulmasının; iktisat yönetiminin parçalanmamış çevre aktörleri ile diri tıpkısı yönetişim sergilemesine, süreçlerin takibine ve soylu erki birimlerle deli dolu bir iletişimin sağlanmasına katkıda bulunacağı kaydetti.

Türkiye’nin finansta tıpkısı veriş değil, sülale sahibi konumuna gelmesi gerektiğini tamlayan Asmalı, şöyle devam etti:

“Türkiye, anne sorunu olan finansal kırılganlıklarından ayrılmak üzere finansta ayrımsız alışveriş değil, karı sahibi durumuna gelmelidir. İstanbul Finans Merkezi projesi ve paydaşlık finans ekosisteminin geliştirilmesi, bu hedefe ulama sağlayacak unsurlar ortada kayran almaktadır. Coğrafi, kültürel ve dini avantajlarıyla ciddi tıpkı merkez adına konumlandırılabilecek İslami mal, bu bağlamda belirleyici tıpkı lüks oynayabilir. İslami fon çevrelerinin Türkiye’ye olan gizil ilgisinin, kaynak akışına dönüşmesi nitelikli yatırımların gerçekleştirilebilmesi ve yeni ekonomiye uyarlama üzere manivela adına kullanılabilecektir.

Türkiye, İslami finansa numunelik oluşturacak şekilde şümullü bir ‘faizle savaş programı’ ile almaşık İslami para metotlarının geliştirilmesini öncelemelidir. Para ekosistemin tamamını, yani bankacılık, sermaye piyasaları, sigorta, BES ve farklı mali kuruluşları etraflı kalifiye Faizsiz Para Kanunu hayata geçirilmelidir. Faizsiz Para Kanunu’nun birlikte Düyun Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Rüşvet Kanunu üzere ana soylu erki, ticari ve mali alanları düzenleyen değişik kanun ve yönetmeliklerin de gözden geçirilip faizsiz ilkeleriyle tınlamalı ağıl getirilmesi gerekmektedir.”

“İslami mali analizör üretilip sektöre sunmalı”

MÜSİAD Umumi Başkanı Asmalı, “Lüzum vakıflarca gerekse ferdî namına gerçekleştirilen zekat çokluk ve talan işlemlerinin, gelişen finansal uygulayım bilimi sebebiyle transparan biçimde finansal sisteme entegrasyonu sağlanmalıdır.” dedi.

Defi uygulamaları ve Neobank’ın getirdiği fırsatların almaşık İslami mal ve katılma bankacılığı açısından değerlendirilip desteklenmesi gerektiğini nâkil Asmalı, şunları kaydetti:

“Eximbank, Kalkınma Bankası kadar mal ekosisteminin parçası olan amme kurumları, İslami finansal çözümler üretip sektöre sunmalıdır. Söz Gelişi, MÜSİAD’ın başarıyla uyguladığı Karz-ı Hasen Sandığı modellenebilir. KOBİ’lerin finansmanı, istihdamın korunmasında ciddi öneme topluluk olduğu için ithal ikameci KOBİ’ler ile dış satımcı KOBİ’ler amacıyla finansman imkanlarının farklılaştırılmasını ve genişletilmesini sağlayacak tedbirler alınmalıdır. Üretim, istihdam ve dış satım üzerindeki geçerli durum kaynaklı muhtemel inatçı etkilerin azaltılmasına yardım sağlayabilecek selektif cesaret politikasının; devir, firma ve proje bazlı kendisine sürdürülmesi planlanmalıdır.

Kredi genişlemesinin özellikle arzı ve ihracatı artıracak evet de ithalata bağımlılığı azaltabilecek ticari kredilere yönlendirilmesi üzere müstelzim makroihtiyati tedbirlere başvurulmalıdır. Ücretler seviyesi, emeğin milli gelirden aldığı payın düştüğü göz önüne alınarak yıpranmayı önleyici tedbirlerle satın alma gücünü koruyacak şekilde olmalı. Ücret ilişkisi ileriye çevrik namına üstelik enflasyon etrafında değil, üretilen gelirden aldığı behre bağlamında ele alınmalıdır. Böylece Türkiye, acun sıralamasında türe ettiği konumu alırken, dirimlik adaletini birlikte koordineli kendisine sağlayabilecektir.”

Sermayenin, emeğin istihsal sürecine katılarak kardan behre matlup şekilde türe ettiği geliri elde etmesine müteveccih zeminin hazırlanması gerektiğine belen fail Asmalı, Türkiye için oluşabilecek dezenflasyonist ayrımsız etkinin akilane politikalarla olumlu sonuçlar temizlemek amacıyla önemli aynı punt olabileceğini söyledi.

“Minimal ücrete, önümüzdeki ahit enflasyon beklentileri ışığında ayrımsız bindirim yapılmalı”

Mahmut Asmalı, toplantının peşi sıra bir gazetecinin 2023 minimum ecir görüşmelerine ilgili sorusu üstüne, şunları kaydetti:

“Asgari ücret, adı üstünde ayak tabanı ücrettir. Minimum ücrette esas olan işçinin emeğinin karşılığını tam almasıdır. Sabık sene 2 öğün asgari ücrette çoğalma yapıldı. Sonunda 2 artışın toplamı sayı farkı yüzdelik 94’lere mevrut oldu. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde birlikte işçinin, çalışanın, emekçinin hava gücünün korunması esastır. Yani para şişkinliği artıyor, biz de asgari ücreti artıralım, zımnında emeklinin bu noktadaki gücü korunsun. Amma bu noktada birlikte enflasyonun süfli çekilmesi noktasındaki gayretlere bitmeme edilmesi lazım.

Enflasyon bu dönemin kurum gücüdür. Bu sene için satın almayla ilgilendiren kaybolan hava gücüne ilgili maaş artışı yapıldı. Önümüzdeki sene yapılacak olan artışına, bu dönemdeki şişkinlik verileriyle akım ederek değil, önümüzdeki zaman para şişkinliği beklentileri ışığında benzeri remiks yapılması düşünülmeli. Bu noktada işçinin hakkını koruyucu amma bunun beraberinde Türkiye’nin üretimdeki rakiplik gücünü de koruyan benzeri modelle düşünülmesi gerekir.”

Lehçe namına değişen minimum ücreti üstelik gündeme almanın olabilir olduğunu vurgulayan Asmalı, “Minimum ücret belirlenirken ümit, enflasyonun ayrımsız cirim henüz üzerine konulması ve belirlenecek rakamın beklentileri karşılaması gerekir.” dedi.

Asmalı, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilişik aranjman konusunda ise çalışanın hakkını korurken tıpkı yandan bile kesin işverenin gözetilmesi gerektiğini söyledi. Asmalı, “Bu durumun işverene birtakım yükleri olacak. Biz hiçbir ahit çalışanların tazminatının taksitlendirilmesini istemedik. Çünkü onların bile toplu parayla ayrımsız beklentileri tür. Dolayısıyla onların eline o şişman paranın geçmesi lazım. Bizim kastettiğimiz, bu finansmanda devletin apotr olması, sakametli finansman sağlaması ve benzerleri.” diyerek konuştu.

Share: