Güçlükle dışındaki terbiye hayatında ayrımcılık gören mühendis, ırkçılığa arz ferah yanıtın muvaffak olmak olduğunu söyledi

Almanya’üstelik uluslararası bire bir otomobil firmasında yazılım süreçlerinden mesul bilirkişi adına etkin bilgisayar mühendisi Münevver Enes Seydanlıoğlu, darülfünun eğitimi döneminde gittiği Almanya’üstelik muhacir olduğu üzere ayrımcı söylemlere maruz kaldığını belirtti.

Liseye büyüklüğünde Türkiye’da okuyup üniversite amacıyla Almanya’ya giden Kültürlü Enes Seydanlıoğlu, AA muhabirine, muhacir oluşu zımnında uğradığı ayrımcılığa karşın sürdürdüğü kariyerinin “sükse hikayesi” olduğunu anlattı.

Seydanlıoğlu, 2009’dan bu yana Almanya’daki metin çok arsıulusal firmada eke sorumluluklar üstlendiğini tabir ederek, karşılaştığı rasist ve ayrımcı söylemlere bildirme iyice yanıtı bu şekilde verdiğini dile getirdi. Seydanlıoğlu, “Almanya’de benden çok henüz ongun pozisyonda, haddinden fazla değerli işlemler yapan muhacir marifet insanları, mühendisler, etibba var. Bu haddinden fazla zer. Bence göçmenlerin ırkçılığa alın vereceği yer evire çevire yanıt bu.” dedi.

Olumsuzluklara rağmen azmin başarıya ulaşmakta açacak alengir oynadığını kaydeden Seydanlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

” Muş’tan çıkıyorsunuz, Avrupa’evet geliyorsunuz, ecnebi tıpkı dille üniversite eğitimi alıyorsunuz, herhangi bir mühendisin tayf ettiği güzel projelerde çalışıyorsunuz, sorumluluklar üstleniyorsunuz, bu kendimce elbette bir başarı hikayesi ama şunu dahi yetiştirmek istiyorum, benden henüz çok savaşım etmiş ve başarılı reşit insanlar var. Yaşadığınız düz neresi olursa olsun ne platformda çalışırsanız çalışın, azmedince verdiğiniz emeğin karşılığını alıyorsunuz.”

Eğitim Bilimi hayatına 1990’da memleketi Muş’ta başlayan 39 yaşındaki Seydanlıoğlu, mühendisliğin çocukluk hayali olduğunu ve bu ideale ulaşmak üzere bilcümle çok çalıştığını anlattı.

Almanya’üstelik göçmenliğin dezavantajlarını yaşadı

Üniversite eğitimi için 2004’te Almanya’ya gittiğini anlatan Seydanlıoğlu, “İlk yıllarda çok yavaş sıkıntılar yaşadım. Dile alışmam devir aldı. Oturum uzatırken eller dairesindeki iş birlikte beni huzursuz ediyordu. Evraklarımız kül olsa bile benzeri bando problemlerin çıkarılması, işin yokuşa sürülmesi gibi yavaş sorunlar yaşadım.” dedi.

Esslingen Kılgılı Bilimler Üniversitesi Elektronik Beyin Mühendisliği Bölümü mezunu Seydanlıoğlu, darülfünun hayatında acele savunması sırasında ayrımcılığı sunu kısık hissettiği olayı şöyle anlattı:

“Çabuk savunmam sırasında ayrımcılığa uğradım. Savunmada iki müderris vardı. Ben tezimi savunurken biri bana vesile vermeden sorular yöneltmeye başladı. Ego yanıtlarken birlikte ‘bu benim istediğim yanıt değil.’ diyerek düşük paye verdi. Oysa başka profesör mebzul ayar vermişti aralarında çetin fark vardı, bu anlamda ecnebi olmanın dezavantajını yaşadım.”

Almanya’bile göçmenliğin dezavantajlarını yaşadığını anlatan Seydanlıoğlu, şöyle devam etti:

“Almanlarda göçmenlere cebin yukarıdan göz bahis konusu olabiliyor. Kimi Zaman akşam yürüyüşe çıktığım ahit polis çevirmesiyle karşılaşabiliyorum. Münasebet? Galiba görüntüm yüzünden çünkü Alman olmayan benzeri görünüşüm var. Almanya ile ilişik haddinden fazla yalınç bire bir konuda ya da sistemle ilişkin yeryüzü süfli eleştirinizde ‘Türkiye’ye dön o antlaşma’ diyorlar.”

Seydanlıoğlu, Almanya’birlikte uluslararası benzeri firmada şanlı bir pozisyonda çalışmasına yönelik haricen “Şarklı olmana karşın pekâlâ de başardın?” üzere yorumlar aldığını söyleyerek, bunun başlı başına “ayrımcılık içerdiğine” dikkati çekti.

Aydınlık Enes Seydanlıoğlu, “Almanya’da doğup büyüyen Türkler var, bence bu, tıpkısı Alman’ın onlara ‘Ne kadar pir Almanca konuşuyorsun’ demesiyle benzeri özdek. Doğu’dan gelip bunu başarmanda büyük bire bir öz bulunmayan, günün böylecene benimle tıpkı durumda aynı haddinden fazla adam var. Başkaları üstelik bunu başarıyor. Böyle tıpkısı kategorizasyona ister namevcut.” değerlendirmesinde bulundu.

Almanya’bile rasizm terminolojiye de yansıdı

Almanya’bile sonuç yıllarda rasist söylemlerin terminolojiye girdiğine ve arttığına değinen Seydanlıoğlu, “Içtimai hayatta itiraz ettiğiniz bir konuda ‘Öyle değil da böyle mi yapsak?’ diye, size alelacele ‘Wir sind hier nicht auf einem Türkischen basar’ yani ‘Burada bir Türk pazarında değiliz’ diyorlar ya da bir işin yarım yamalak yapıldığında yahut düzme olduğunda ‘Türkleştirmek’ anlamına mevrut ‘getürkt’ kelimesini kullanıyorlar. Burada indirgemeci, debdebeli burun var.” ifadelerini kullandı.

Seydanlıoğlu, son yıllarda Almanya’da ırkçılıkla savaş amacıyla adımlar atıldığına dikkati çekerek, “Irkçılığa cebin, ayrımcılığa alın yasalar çıkarılıyor. Bu haddinden fazla altın, pek çokça kurumda daha çok ayrımcılıkla savaş birimleri var. Bunlar ayrımcılıkla ilişkin kampanyalar yapıyor. Şirketler bu anlamda kültürel çeşitlilikle ilgili bir nice proje geliştiriyor.” diyerek konuştu.

Share: