CHP Umumi Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan şişman vaat: İktidar olduğumuzda çiftçiye ‘kırmızı mazot’ vereceğiz

Son dönemlerde adı reisicumhur adayı adına güzeşte CHP Umumi Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, partisinin Edirne’dahi düzenlediği kadro toplantısında gündemdeki konulara ilişik değerlendirmelerde bulundu.

Ayçiçeği tarlalarında çiftçilerin sorunlarını dinlediklerini anlatım fail Kılıçdaroğlu, “İnşallah, sizlerin oyları ile iktidar olduğumuzda, çiftçiye ‘al süt’ vereceğiz. Mazotun ÖTV’si, KDV’si olmayacak. Yata veriyorsun ÖTV’siz, KDV’siz; çiftçiye veriyorsun mazotu ÖTV karışma, KDV dahil. Şayet destek verilecekse ÖTV’yi, KDV’yi kaldıracaksın, o mazotu başkası kullanmasın diye niteleyerek al yapacaksın, kırmızı mazot uygulayacaksın. Avrupa’birlikte var zaten bu. Yani biz zat ülkemizde, özlük çiftçimiz amacıyla tıpkı şey elan düşünüyoruz” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından satırbaşları;

“Özellikle kırsalda etkin kadınlar ve çoluk çocuk, sizin toplumsal güvenlik primlerinizi üstelik büyüklük ödeyecek. Yani sizler emeklilik hakkını kazanacaksınız. Erkekler değil, onlar kendileri ödeyecek. Ama kadınların ve gençlerin kırsalda kalmaları lazım, üretmeleri geçişsiz. Onların sosyal güvenlik haklarına kavuşması geçişsiz. Kırsalda kaldığı devir darmadağın olmaması lazım. Onların içtimai güvenlik primlerini tıpkısı şekliyle devletin ödemesi geçişsiz. Bunu hedefliyoruz.

“AYÇİÇEĞİNDE TITREM BAŞINA 16 BİN LİRA AKLA YATKIN”

Ayrıca şöyle herhangi bir seferinde ayak tabanı değer ve benzerleri diyerek tartışıyoruz. Aya fiyat işte bugün söyledik; ayçiçeğinde titrem başına 16 bin liralık olsun diye. Doğru aynı nicelik esasen. Yüksek tıpkı cirim dahi değil. Sizin akla yatkin dirimlik elde ettiğiniz, daha doğrusu emeğinizin karşılığı olan tıpkısı karşılık gerçekte telaffuz ettiğimiz kıymet. Dedi kim şöyle tıpkı özdek yapalım: Fellah ne ekiyorsa, buğday, rüşvet, yulaf, kanola, ayçiçeği; dönümün maliyeti üç süfli beş yukarı bellidir. Dönümde geçer traktörün mazotunun, ilacın, sulama varsa suyun fiyatı bellidir. İşçilik varsa işçinin fiyatı bellidir. Dönümün maliyetini çıkarırsınız. Üzerine doğru benzeri kar koyarsınız. Eşittir, ayak tabanı karşılık; dersiniz. Böylelikle çiftçi asla kötülük etmeyecek benzeri modelle karşılaşacak.

“ÇİFTÇİNİN UYMAZLIK ETMEYECEĞİ MODELİ İHYA ETMELİYİZ”

Çiftçinin hiç beis etmeyeceği bire bir modeli ihya etmemiz lazım. Maliyeti muhtemelen mi, anlaşılan. Çağırırsın, kültür odaları birliği başkanını, dersin ki ‘tarlanın maliyetini çıkar.’ Günebakan tarlasının maliyeti bellidir. Kaça dünyalık olduğu bellidir. Üzerine çiftçinin karşı teri var. Tıpkısı kar koyacaksın. Koyduktan sonraları diyeceksin ki devlete, diyelim ki bin liraya dünyalık ettin. Yüzde 20 da diyelim kar vereceksin. Yüzdelik 10 kar vereceksin. Bin 100 teklik yahut bin 200 teklik. Diyeceksin kim bunun maliyeti, kar karışma bin 100, bin 200 liralık. Bunun konusunda almaç varsa gitsin satsın. Ihtimal 2 bin liraya satar. Ihtimal 5 bin liraya satar ama bin 100’ün altına düştüğü zaman ihtişam diyecek kim, ‘onu ego alırım, çiftçiye kötülük ettirmem’. Böylecene hem kırsalda kalma tamam, hem tarımsal üretimi yanlışsız büyütmüş, geliştirmiş oluruz. Tıpkı zamanda bırakın dış alım yapmayı, dış satım ika imkanımız tamam. Yani Orta Doğu’ya, diğer yerlere ihracat yaparız.

“ORAN, TOPLUMSAL AZAMET OLUŞMAK ZORUNDADIR”

Ben Erzurum’a gittim. Erzurum’de söz misali vakit kaybetmeden Orta Doğu ve Kafkasların deri ihtiyacı, yani deri borsası 30 bilyon dolar. 30 milyar dolarla siz o bölgeyi ağız ağıza Orta Şark’nun ve Kafkaslar’ın sunma balaban besici merkezi haline getirebilirsiniz. Erzurum, Ağrı, Bingöl, Tunceli. O bölgeyi yaptığınız devir hem göç imkânsız hem insanlar kazanır hem bölgede sizin saygınlığınız evet. Gidip başlık kapı dolaşıp dolar mı alacağız, dünyalık mı alacağız, birisi bize yardım mı edecek; bunlardan bile kurtulmuş olursunuz. Buna eş stabil çok düşüncemiz var. Devletin akılla yönetilmesi lazım, bilgiyle yönetilmesi lazım, birikimle yönetilmesi geçişsiz, liyakatle yönetilmesi lazım. Heybet hepimizin devletidir. Cesamet, içtimai izzet kalkmak zorundadır.

“HAVZA BAZLI CAZIBE YAPMAK ZORUNDASINIZ”

Içtimai heybet şu demektir, hiç kimsenin yatağa aç girmediği aynı oran demektir. Toplumsal devleti hakeza mensur edersiniz. Diyeceksiniz ki içtimai azamet bizim Anayasa’üstelik yazıyor mu? Evet, yazıyor. Anayasa’nın değiştirilmesi de öneri edilemeyen dört maddesinden birisi bile Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik, sosyal ünsiyet devletidir, der. Nedeniyle toplumsal devleti çıkarmak zorundasınız. Sosyal devletin yeryüzü esas özelliği, çalışan insanın cebin terinin karşılığını vermektir. Ayrıca kesim bazlı planlama fethetmek zorundasınız tarımda. Rastgele önüne gelen gelişigüzel istediği ürünü ekemez. Trakya’nın niteliğine bakılır, yerey analizlerine bakılır. Ona bakarak burada denir ki, buğday, arpa, kanola ekin; Konya ovasında şunu ekin, Çukurova’bile bunu ekin diye niteleyerek kesim bazlı planlama yapılır. Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre yapılır ve Türkiye’dahi cümle neyi ekeceğini bilir. Arz az kaçtan satacağını üstelik bilir. Zira o yer bir iki ölçü, makul tıpkı familya içeren rakamdır. Ihtişam onun alıcısıdır. Onun üzerinde müşteri varsa istediğine satar ekinci.

“O PARALARIN TAMAMINI MİLLETE VERECEĞİM”

Türkiye bütün bunların hepsini aşabilir. Sağlık elde edebilir, Türkiye zenginleşebilir. Hep bunların hepsini yaptığımız ant sakıncasız olun, temas evde huzur, bereket evet. Yani rastgele evde insanlar yaşayış ortamında meşgul. Benim sizlere benzeri sözüm var. Açıktan servet kazanlara ben imkan vermeyeceğim. Bunu size bile medyanın karşısında erk sahiplerine bile söylüyorum. Tanrı baht valör, erk olursak Millet İttifakı namına; alarga mal kazandım, masaya oturayım, elimde viski kadehi, parayı yatırayım bankaya, dünyanın faizini elde edeyim, dolar garantisi bırakılmış, nema garantisi verilmiş, kar garantisi verilmiş. Bire Bir dahi liyakatsiz, vergisiz. Ben bunlara cevaz vermem. Kimesne kusura bakmasın. Karşı teri mi döktün kardeşim? Yok. Otur oraya, keyfine bak. Paranı evliya. Oradan nema geliri elde et. Üstelik dolar garantisi olsun. De elde ettiğin faizden antrparantez algı ifa. Evet çiftçinin günahı ne? Esnafın günahı ne? Sanayicinin günahı hangi? Bunlar çalışıyorlar. Riski üstleniyorlar. Başka adamın hiçbir riski bulunmayan. Dünyanın parasını kazanıyor. O paraların tamamını alacağım, bu millete vereceğim. On Paralık endişeniz olmasın.”

Kılıçdaroğlu, konuşmasını yaptıktan sonraları yurttaşlarla dostça etti. Tıpkı kişinin “Bugüne kadar torunumun hakkının yendiğini biliyorum. İktidara geldiğinizde benim torunumun hakkını cebin taraftan alıp kendisine verecek misiniz” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Vereceğiz tabii. Şayet siz hak olan birisinin hakkını doğrulama etmezseniz o ant devleti sebep yönetiyorsunuz” diyerek yanıtladı.

Aynı vatandaşın, “İktidara geldiğinizde Saray’üstelik oturacak mısınız” sorusuna bile Kılıçdaroğlu, “Çankaya. Bizim amacıyla makamsa Mustafa Kemal’in makamıdır” dedi.

Başka bire bir yurttaşın üstelik Trakya bölgesindeki çiftçilerin sorunlarını anlatması konusunda Kılıçdaroğlu, “Hoppadak Trakya bölgesinin arazilerinin yer devirlerini yalnızca tapu üzerinden yoklamak lazım. Hakeza ayrımsız anlatım çıkarıp sizlerle sarılmak geçişsiz” diyerek konuştu.



Share: